Bu yazıda size dünyanın en güzel sahil rotalarından bir tanesini anlatacağız. 2.500 km’lik bir İtalya yolculuğa hazırsanız eğer, biz de yolu tarif etmek için hazırız. Yolculuğumuz ikinci bölümden devam ediyor.
Bölüm-2: Campania Region
İlk turumuzdan sonraki ve arabamızı kiralayacağımız noktamız ise Napoli. İki şehir arasındaki ulaşımı tren ile sağladıktan sonra Napoli’nin merkezine giderken göreceğiniz manzara bir daha karşınıza hiç çıkmayacak. Sokak satıcılarının arasında hiçbir şeyinizi kaptırmadan otelinize ulaşmaya çalışırken İtalya gözünüze bir miktar farklı görünebilir ama merkeze geldiğinizde asıl dokuyu bulacaksınız.
Ana arterlere bağlanan sokaklardan bazıları gerçekten sadece bir motosikletin geçebileceği kadar dar ama sokaklarda çamaşırların asılı olduğu filmlerden fırlama o yerler de bu yerler. Sanki az sonra birbirini kovalayan 2 adet MINI Cooper arkanızdan geçecek. Napoli’de her köşeyi döndüğünüzde karşınıza bir tarihi yapı çıkabiliyor. Yemek konusunda ise burada özel bir notumuz var: Da Michele! Sadece Margherita yapan bu restoranda pizza yemeden yola devam etmemelisiniz.
Bu aşamada güneyin ‘roadtrip’ kısmı başlıyor. Müzik listenizi hazırladıysanız Napoli’den kiraladığımız arabamızla yola çıkma vakti! Araba kiraları günlük 30 Euro ile 70 Euro arasında değişkenlik gösteriyor. İleride sizi bekleyen yüzlerce viraj sebebiyle bolca hızlanıp yavaşlayacaksınız; bu sebeple otomatik bir otomobil seçmenizi öneririz. Örneğin bizim hybrid bir otomobilimiz vardı ve ortalama yakıt tükemimiz sadece 4,5lt/100km idi. Son olarak ne olur ne olmaz full kasko yaptırmakta fayda var. Şimdi hazırsınız. Hadi motorunuzu çalıştırın!
İlk durak noktamız Pompeii. Gelmiş geçmiş en önemli örenyerlerinin başındaki bu kentin sonu Vezüv Yanardağı’nın patlaması sonrası gelene kadar sefa içinde bir hayat yaşanmış. O zamandan geriye kalanlar ise Pompeii önemli ailelerin haneleri, kusursuz peyzajlı bahçeleriyle villaları, başka hiçbir yerde örneği olmayan dev metal heykeller ve lav kaplı gerçek insan bedenleri. En az 3 saatinizi alacak olan Pompeii’de medeniyetin o dönemde ne demek olduğunu yolları ayıran taş çıkıntılı yaya geçitleri bile kuvvetli bir biçimde anlatıyor. Spartacus dizisini izleyenler aşina olacağı villa içi havuzları ise sapa sağlam ihtişam saçıyor.
Pompeii’den aşağıya kıvrılıp ilk gerçek güney ipuçlarını topladığımız Sorrento’nun sıcak ortamının yanı sıra karşısındaki Capri adasına bir tur düzenlemenizi öneririz. Tabi arabanızı park ettiğiniz yere dikkat ederek. Öncelikle “trafico zona limitato” yazan tabelalardan geçmiyoruz. İkinci olarak da lacivert çizgili bir park alanına park ettiyseniz mutlaka makinaya ödeme yapıp biletimizi arabamıza koyuyoruz. Camınızda A5 boyutlarında İtalyanca sevimsiz bir takım yazılar yazan bir kağıt görmek istemezsiniz…
Yolumuzun devamında ise dünyanın en güzel kıvrımlı virajlarından bir tanesinde arabamızı süreceğiz. 2 araba yan yana geldiğinde gerçekten dikkat gerektiren bu virajlar o kadar özenli ki… Örneğin sağınızda metal bariyerler yerine taştan örülmüş bariyerler var. Solunuzda ise kat kat ekilmiş tarlalar… Tüm insanların şık olduğu kıyı yamacına kurulu Positano mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Kutu kutu evlerin 2 tepe arasındaki yarıklarda yükseldiği kasabaların şüphesiz en meşhuru ise limon diyarı Amalfi. Amalfi Coast’un aynı zamanda en pahalı noktası olan kasabada muhteşem manzara, güzel yemek ve limoncello’nun tadını çıkarabilirsiniz.
Eğer iyi bir araştırma yaparsanız uygun fiyata konaklayabilirsiniz de. “Booking.com”a güvenin… Capcanlı Amalfi merkezindeki kilisenin merdivenlerinde oturup sohbet ederek gecemizi tamamlayıp ertesi gün güzel virajlarımıza devam ediyoruz. Sahil yolundan hiç ayrılmadan Bir liman kenti olan Salerno ve Foça benzeri Agropoli’nin içinden geçerek, ormanların içinden sürerek Palinuro’ya varıyoruz. Kumsaldaki tekne turcularını bulup hemen Grotta Azzura’yı görmeye gidiyoruz. İtalya’da tekne turları çok mütevazi. Yüksek sesli müzikli, zenneli, dev tekneli turları burada bulamazsınız. Bulacağınız şey ise kaptanınız Vincenzo ile tahmin edebileceğiniz en maviden daha da mavi mağara sularına hayranlıkla bakıp ilk özel koyunuz olan Spiaggia del Buon Dormire’de serinlemek olacaktır.
Geceyi ise bir dağa doğru zigzaglı yollardan arabamızla tırmanıp tekrar inerek ulaştığımız Marina di Camerota’da geçiriyoruz. Burası İtalya’nın en meşhur kasabası olmayabilir ama ertesi gün yapmak zorunda olduğunuz bir tekne turu daha var. İster önceki günden rezervasyon yaptırın ister sabah 9’dan önce limana gidin, bu tekne turuyla arabayla ulaşmanın mümkün olmadığı son derece bakir Pozzallo, Cala Bianca ve Inferischi koylarını mutlaka görmelisiniz. Campania bölgesinin en güzel koylarında yüzdüğünüzü böylece arkadaşlarınıza anlatabilirsiniz.
Bir sonraki yazımız olan 3. bölümde görüşmek üzere…
Yazı: Ata Can Kadıoğlu